Danıştay 13. Dairesi 01.06.2016 tarih ve E:2010/1318 K:2016/2094 sayılı kararı
“İhalelerde rekabetin sağlanmasının koşullarından biri de katılımcıların aralarında organik bağ ya da temsil ilişkisinin olmamasıdır. İhaleye katılan her isteklinin özgür iradesiyle verdiği teklif sonucunda gerçekçi ve piyasa koşullarına uygun, kamu açısından da en avantajlı teklifin elde edilmesi amaçlanmaktadır.
Anılan husus, kamu kaynaklarının verimli kullanılmasına etki ettiği gibi, ihalede tarafların aralarında anlaşma yaparak teklif bedellerini
belirlemelerine olanak sağlayacak hiyerarşik ilişkiler ya da temsil ilişkileri nedeniyle saydamlık ilkesinin de ihlâline sebebiyet verebilecektir.
Bu nedenle 4734 sayılı Kanun’un 17/d maddesinde sayılan durumlar sadece ihale dışı bırakılma sebebi olarak öngörülmemiş, konunun önemi nedeniyle bu fiillerin tespiti halinde yasaklama yaptırımı uygulanacağına da yer verilmiştir.
Olayda, M.D. isimli şahsın, dava konusu ihaleye, davacı şirket adına vekâleten, M… firması adına ise asaleten birim fiyat teklif mektubunu imzalayarak teklif verdiği, anılan şahsın vekillik ve ortaklık sıfatıyla her iki tekliften haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ihalede rekabet, gizlilik ve güvenilirlik ilkelerinin ihlâl edildiği, bu durumun ise 4734 sayılı Kanun’un 17. maddesinin (d) bendinde belirtilen yasak fiil ve davranışlar kapsamında olduğu sonucuna ulaşılmıştır.” diyerek, vekil olarak başkası adına ve kendi adına aynı ihaleye teklif vermek birden fazla teklif verme olarak değerlendirilmiştir.
İhalelerde rekabeti sağlamanın yollarından biri isteklilerin birbirlerinin teklifinden haberdar olmamalarıdır. Aynı ailenin üyelerinin kontrol ettiği şirketler arasında bilgi değişiminin kendiliğinden gerçekleşeceği düşünüldüğünde, fiyat rekabetinin en önemli unsurlarından biri olan rakibinin fiyatını ve maliyetini bilmeme unsurunun ortadan kalkacağı görülmektedir.126 Aile üyeleri arasında birlikte hareket etme isteği görülebiliyorsa, kişiler aynı ekonomik birliktelik içerisinde değerlendirilebilir