2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca kiraya verilen kiralanan ile ilgili olarak taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmeleri Kanunu’nun *maddesi uyarınca yıldan yıla yenilenerek uzamış ise de Belediye Kanunu yürürlüğe girdiği tarihinden sonra yasa gereği yıldan yıla yenilenmesi olanağı kalmadığından davalı kiracılar fuzuli şagil durumuna düşmesi
8. Hukuk Dairesi 2017/699 E. , 2017/1883 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde; kira alacağının tahsili amacıyla davalı borçlular aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalı borçluların borca haksız yere itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir.
1-Davalılar vekilinin davalı … yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Taraflar arasında akdedilen 01/01/2000 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli, 07/08/2006 başlangıç, 31/12/2006 bitiş tarihli, 31/07/1999 başlangıç, 31/12/1999 bitiş tarihli kira sözleşmeleri ile dava konusu taşınmazların ihale ile borçlu şirkete kiraya verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı, 18/3/2014 tarihinde başlattığı icra takibi ile 26887 sicil nolu 2007 – 2013 yılları arasına ait 360.000,00 TL kira alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlular süresinde verdikleri itiraz dilekçesi ile borca itiraz etmişlerdir. Davalı borçlu …’nun kira sözleşmelerini borçlu şirketi temsilen imzaladığı anlaşılmaktadır. Kiracı olmayan kişi ya da kişiler hakkında başlatılan icra takibi ile kira alacağı ve tahliye talep edilmesi mümkün değildir. Mahkemece kiracı olmayan, sözleşmeyi şirket temsilcisi olarak imzalayan … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu davalı yönünden işin esasına girilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
2- Davalılar vekilinin davalı … Turizm İnş. Taah. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden temyiz itirazlarına gelince; 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 5737 sayılı Kanun’un 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75. maddesinin 3 ve 4. fıkrasında; “Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu madde önceleri sadece Hazine tarafından bu Kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/p-3 maddesi hükmüyle belediye taşınmazları, 5538 sayılı Kanun’un 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdareleri ve son olarak 5737 sayılı Kanun’un 79/c maddesinde, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait taşınmazlar hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Bu madde ile adı geçen kurumlara
tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Yasal süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağı hüküm altına alındığından, 2886 sayılı Yasa’nın 1. maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir.
Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve belediyeler 2886 sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 sayılı Yasa’ya ya da Borçlar Kanunu’na tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 2886 sayılı Yasa’nın 75. maddesinden yararlanma tarihi olan 27.02.2008 tarihinden sonra kira sözleşmesinin 01.01.2009 tarihinde sona erdiği, sözleşmede kira süresinin uzatıldığına ilişkin bir hüküm de bulunmadığından kiracının bu tarihten itibaren 2886 sayılı Yasa’nın 75. maddesi uyarınca haksız işgalci durumunda bulunduğunun kabulü gerekir.
Olayımızda; Her ne kadar, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca kiraya verilen kiralanan ile ilgili olarak taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmeleri 6570 Sayılı Kanunu’nun 11. maddesi (TBK’nun 347. maddesi ) uyarınca yıldan yıla yenilenerek uzamış ise de; Belediyelere 2886 Sayılı Yasanın 75. maddesinden yararlanma hakkı tanıyan 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun (15/p-3 maddesi) yürürlüğe girdiği 13.07.2005 tarihini izleyen yenilenen son dönemin bittiği 01/01/2006 ve 31/07/1999 başlangıç tarihli kira sözleşmeleri için 01.01.2006, 07/08/2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi için 01/01/2007 tarihi itibariyle sözleşmelerin sona erdiğinin kabulü gerekir, artık bu tarihten sonra yasa gereği yıldan yıla yenilenmesi olanağı kalmadığından davalı kiracılar fuzuli şagil durumuna düşmüştür.
İİK.nun onuncu babında yer alan 269 ve devamı maddelerinde kiralanan gayrimenkullerin ilamsız icra yoluyla tahliyeleri usulü düzenlenmiştir.Buna göre kiralayanın kiracısı hakkında kira bedelinin ödenmemesi ya da kira süresinin bitmesi nedenlerine dayanarak ilamsız icra takibi yapabilmesi için taraflar arasında mutlaka ve halen mevcut bir kira ilişkisinin bulunması gerekir.Hemen belirtilmesi gerekir ki, kira sözleşmesi niteliğinde olmayan sözleşmelere dayanılarak ilamsız tahliye takibi yapılamaz.Bu durumda davacı idare İİK.nun 269 ve devamı maddelerine göre kiralanan gayrimenkullerin ilamsız icra yoluyla tahliyesini isteyemez. Bu nedenle mahkemece istemin reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nun 366. ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 15/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.